Gül Güzeli


"... o sabah her zaman yaptığı işler çok önemliydi onun için. Hele çiçeğini son kez sulayıp cam fanustan koruyucusunu üzerine geçirirken neredeyse ağlayacaktı.

'Elveda,' dedi çiçeğine. Çiçekten bir karşılık gelmedi. 'Elveda,' dedi birkez daha. Çiçek öksürdü ama soğuk aldığından değildi öksürük.

'Saçmaladım,' dedi sonunda küçük prense. 'Bağışla beni, mutlu olmaya çalış...'

Küçük prens çiçeğinin ona sitem etmemesine şaşırmış, elinde cam fanusla kalakalmıştı. Bu sessiz tatlılığı anlayamıyordu.

'Tabii, seni çok seviyorum.' diye konuştu çiçek. 'Bunu şimdiye dek sana belirtmemiş olmam benim hatam. Aslında bu da önemli değil. Ama sen... Sen de benim kadar aptalca davrandın. Mutlu olmaya çalış... Fanusu da istemem.'

'Ama rüzgar...'

'Soğuk algınlığım o kadar kötü değil. Gecenin serinliği iyi gelir bana. Çiçeğim ben.'

'Ya hayvanlar?..'

'Kelebeklerle tanışmak istiyorsam, bir iki tırtıla katlanmayı öğrenmek zorundayım. Çok güzel olmalılar. Kelebekler de, yani tırtıllar da olmazsa kimle dostluk edeceğim ki?... Sen uzaklarda olacaksın... Büyük hayvanlara gelince... Onlardan korkmuyorum. Pençelerim var benim.'

Bunları söyledikten sonra küçük prense dört tanecik dikenini gösterdi. Sonra da, 'Haydi sallanma. Gitmeye karar vermiştin. Git!' dedi.

Çok gururluydu. Ağladığını görmesini istemiyordu küçük prensin...

Gerçek Yaşanmış hayat hikayesidir, demek isterdim, ama Antoine de Saint-Exupery'in Küçük Prens'inden alıntıdır.

Yorumlar

Popüler Yayınlar