Sir Stoneheart'a bir Çay

Kalbinizin kırıldığı gibi kalp de kırarsınız, hem de hiç haketmeyenlerin. Aslında kalp kırmak istediğimizden değildir de, gerçeklerin soğukluğudur kalblerin kırılmasını sağlayan. Üzmek istemesen de gerçeği değiştiremezsin çünkü birkaç yalandan bir doğru çıkmaz. Hatta bu birkaç yalan bir yerden sonra doğrularını da alır götürür. İşte elinde sürü sürü keşkelerle kalırsın... Her ne kadar ucuz bir ayrılma repliği de olsa, insanın "aslında sen en iyisini, daha güzelini hakediyorsun, fakat o ben değilim" diyesi elinde değil. Bazen pişmanlıklar da düzeltemez geçmişleri. Her şey doğru yer ve doğru zamanda güzel... Ne yeri ne de zamanı tutturamamışsan, arkasından el salla...

Kalp kırdığınız gibi kalbinizi de kırarlar... Öyle kırarlar, öyle kırarlar ki, bir bakmışsınız ki kendi kendinize verdiğiniz sözler alkolün bol olduğu masalarda meze olmuş, söz olmuş, sigara olmuş, yanmış bitmiş kül olmuş... "Sonsuza kadar seveceğim" cümlesine bakar bakar gülersiniz; sonra kahkahanızdan başınız ağrır, ağrınızı kadehinizin soğuk yüzü ile eritmeye çalışırsınız... Öyle beylik laflar etmeyeceksin affedilmesi güç kişiler için...

***


Ben hangi gün Sir Stoneheart oldum? Bilmem.

Bir arkadaşın dediği gibi, çok düşünmemeli. Yürümeye başladığım zamanlardaki gibi çaydanlıklara dalmalıyım hayran hayran bakıp. Evlerine misafir olarak gittiğim ev sahip ve sahibelerinden çay takımlarını isteyip tek başıma çaycılık oynamalıyım. Çay bardaklarına hayalimde demlediğim çayları boşaltmalı, hayalimdeki küp şekerleri ekleyip çayı karıştırmalıyım şıngır şıngır. Rengahenkliğine dalmalıyım çaydanlıkların ve çay bardaklarının. Ama gerçek olmalı çaydanlık da çay bardağı da... Yoksa dayanamam; üçüncü kattan gözünün yaşına bakmadan atarım. Daha çocukluktan başlamış sahteliğe, yalana dolana olan tepkiselliğim. Çaydanlık bile olsan, yalanlarını kapının önünde çıkar öyle gir, dürüst ol, içimi ye... O derece.





Yorumlar

Popüler Yayınlar