Basıp Giden Saç Tellerime Sesleniyorum: Geri Dönün!!!

Eskiden ne kadar da gürdü saçlarım. Gürlüğünün yanı sıra kuruydu da. O kadar kuruyduki havuza ya da denize girip çıktığımda su damlacıkları saçlarımda kalamazdı. Kim derdiki bu saçların zamanla yağlanacağını ve azalacağını. Her şey tıkırınta giderken, bir sabah farkettim ki tepemdeki saçlar beni terk etmişler. İyi kötü günlerimizin hürmetine kalanları nasıl garantiye alacağımı belirten bir not yerine şu notu bırakmışlar: 'Her ay gelip bir kaç kardeşimizi alacağız.' Her ayın hangi günü geleceklerini bilmediğimden her sabah saçlarımı kontrol eder oldum!!! Her sabah komik bir görüntü oluşuyor ben ve iki ayna arasında. Bir tuvalet aynasından bakıyorum kelimin el aynasındaki yansımasına, sonra da el aynasından tuvalet aynasındaki yansımasına... Obsesif ettiniz beni...


Kelliğin tepede olması da cabası. Alışma süreci yoktur. Değişimi farkedemezsiniz, ve bir bakmışsın ki kelsin. Sanki dün kel değildin de bugün kelsin. Önler açılsaydı yavaş yavaş alışırdım sanırım. Uzun süreli görmeyenler belki bu değişimi yüzüme vururdu. İnsanın gerçeği birinci elden görmesi daha acıtıyor sanki canını. Ama avantajları da var durumun, tepedeki açığı çeşit çeşit şapkalarla kamufle edebiliyorsun. Bu durum bütçeyi etkiliyor tabii. Artık dolabımda ayrı bir şapka ve şapkagiller bölümü var. Önceden aksesuar kısımlarına pek bakmazdım mağazaların, artık uzun uzun bakıyorum...


Aslında bütün işaretler bunun olabileceğini gösteriyordu. Sonuçta kellik kalıtsal, yani genelde öyle bilinir. Yıllardır dayılarıma benzediği söylerler. Hiç aklıma gelmedi dayılarıma bir de arkadan bakmak. Hepsinin tepesi açık yahuu... Ben inadına yıllarca bu konuda babama benzediğimi ve bezmeyeceğimi düşündüm, kabullendin, içten içe böyle olmasını istedim. Halbuki babama fiziksel olarak çok da benzetmezler beni. Çocukken kasa kasa ancak ayak ortanca parmağımızın ikimizde de diğerlerinden daha uzun olduğunu bulmuştum (anne tarafında olmadığına kanaat getirdiğim bir özelliktir.) Hatta birileri 'dayılarına benziyor' dediğinde, bu genellemeyi bozmak için 'ayak orta parmağımı babama benzetirler' derdim... Ama hiç dayılarımın ayak orta parmaklarını kontrol etmedim. Belki onların da bu parmakları diğerlerinden uzun. Aile içi ilk yapacağım araştırma bu olacak sanırım.


Geçenlerde aklıma geldi, eğer kellik kalıtsalsa ("kel olunmaz doğulur" felsefesi!), böyle bir durum daha çocuk anne karnındayken, hatta ilk haftalarda, günümüzdeki genetik biliminin bunu sağlayabileceğini varsayarak, kelliğin o safhada belirlenip anne babaya söylenebileceğini düşünülebilinir. Bu bilim bizim zamanımızda belki bu kadar gelişmemişti, fakat bu durum şu an farklı olabilir. Doğum doktorunun ilk haftalarda gelip bana 'bunu bilmenizde fayda var, çocuğunuz 30 yaşlarında kel olacak, böyle bir çocuğu dünyaya getirmek istiyor musunuz?' diye sormasını yadırgamaz, hatta sevinirdim. Şimdi bunu sormalıyız kendimize, ileride kel olacağını bildiğimiz çocukları dünyaya getirmemiz ne kadar doğru? Biliyoruz ki bu dünyada hala bir sürü 'KEL KENDİNE GEL' diyen densizler var. İşte bu densizler yüzden düşünmeliyiz!!!


Şimdi burdan sesleniyorum giden saçlarıma: Sizleri çok özledim. Kalanları almasanız çok sevinirim. Biliyorum gittiğiniz yerden yenileri çıksın diye farklı stratejilerde bulunmam (bioxin hiç bi boka yaramıyor, sürdüğüm bazı akşamlar, bazen doritos bazen de mantı gibi kokmaktan başka bir değişiklik yapmıyor), hatta ve hatta bunu aklımdan geçirmem sizi çok üzdü. Ama yavaş yavaş alışıyorum gibi. Kardeşlerinize iyi davranacağım, özellikle önerdiğiniz bir yöntem, bir ürün varsa lütfen bunu bana belirtirseniz çok sevinirim.


Hala internet sayfalarının köşelerinde beliren reklamlardan gözümü alamıyorum. Bir ihtimal daha var, o da...


Ünlü kelleri listeleyen bir bloghttp://www.blogger.com/post-create.g?blogID=8747226485921654607
Ben Afflect ve Bruce Willis de keller, ama Jenifer Lopezi ve Demi Moore'u hatırlatırım size!!! Avatar da kel ama, bir sürü şey büküyor maşallah:)


Düzeltme: Pinot Noir, pino nuvar diye okunurmuş. Dün gittiğim ciks restorandaki dallama garsondan öğrendim.

Yorumlar

Popüler Yayınlar