Seni Çöp Kutusunda Bulduk Yavrum!

Sanırım Lise 2. sınıftaydım. Yine harıl harıl ders çalışıyorum. Annem odama girip, babamla kendisinin oturma odasında beni beklediklerini söyledi. Bir şey konuşacaklarmış. Bir dakika sonra gittim yanlarına. Babamın sıkıldığı her halinden belliydi: 'Başkasından duymandansa bizden duyman daha doğru. Çok erteledik... Ama bilmende fayda var...' Beynim boşaldı resmen... Babam devam etti: 'Biz seni çöp kutusunda bulduk oğlum...' Her şey yerine oturdu o anda... Gardırobun arkasında bulduğum kağıt parçasında yazan çocuk benmişim!!! Kağıtta aynen şu yazıyordu: "Bu çocuğu çöp kutusunda buldunuz-Sakın unutmayın!!!", mühür-imza...  Unuturlar sandım. Unutmamışlar...


Olay bu değil tabii ki. Ama olabilirdi. Eğer birileri çocuklarını camii avlusuna bırakıyor ve başka birileri onları alıyorsa, neden başka başka birileri de bebelerini çöpe bırakmasınlar, ve birisi çöpte bir bebe bulmasın... Cidden böyle bir şey olmuş mudur acaba? Oldu mu olmadı mı bilmem ama, ben küçükken kardeşimi bunla kandırmış ve baya bayaa ağlatmıştım...


Bebekliği atlatıp çocuk olduktan sonra sakinleştiğimi söyler bizimkiler. Bir yaşına kadar huysuzmuşum, ağlarken tersine dönen cinslerdenmişim. Ama sonraları uysallaşmışım. Dışarıya uysalmışım da kardeşe sadistmişim. Mesela anneme uysalmışım, sorunlarına çözüm üretmeye çalışırmışım daha üç yaşındayken bile... Ama çözümlerim sadistmiş...


Annemin balkonda çamaşır serdiği bir gün, 'artık kardeşim seni hiç üzmeyecek anne!' demişim. Annemin elindeki çamaşırı asışı yavaşlamış ne demek istediğimi anlayabilmek için. Ardından çamaşırı bırakıp oturma odasına koşmuş: Kardeşimin kafasının üstünde 3 tane ağır minder bulmuş... Minderleri kaldırdığında kardeşimin yüzü mosmormuş. Amacım kötü değilmiş aslında, sadece annemi mutlu etmek istemişim:) Kesin eve yeni gelen vatandaştan da kıl kapmışımdır: bir taşla iki kuş ---> hem ben memnun hem annem... Kardeşimi kıskanma denemelerim devam edip durmuş. Altıma yapmayı bıraktığım halde, sırf benim de altımı temizlesin diye yeniden başlamışım. Annem de ilk denemede beni bir güzel dövmüş. Bunun üzerine 'onu temizliyorsun ama...' diye cevabımı yapıştırmışım... Sonraları kıskançlıktan vazgeçip, kardeşimi elin altındaki interaktif eğlenceli oyuncak olarak görmeye başlamışım. Dışarıya karşı uysal görünürken kardeşime karşı sadistmişim: SİNSİİİ!!! Yaşları birbirine yakın iki kardeş arasındaki rol dağılımı klasiktir sanırım. Biri bağarandır diğeri bağırtan; biri cazgırdır diğeri sinsi. Ben sinsiydim işte:)


Sinsiliklerim sinir ve psikoloji bozmayla başlamış... Seni çöp kutusunda bulduk hikayesinden sonra, başka zamanlar hikayeyi zenginleştirmeye çalışmıştım: 'Bak şu çöp toplayan adam varya, o senin baban olabilir, git tanış bence...' Sadistmişim yaa...


Birileri büyüyünce ne olacaksın diye sorduklarında, doktor olacam dermişim (okucaaak, böyük adaam olcak). "Peki kardeşin ne olacak" diye sorarlarmış, "o da hastanenin bahçesinde simitçi olacak" dermişim. Ne uyuzmuşum yaa:) Ne ben doktor oldum, ne de o simitçi...

Yorumlar

Popüler Yayınlar