Eskilerden 5: Sabah Oldu Uyan

Burası Mağma degil Şuheda, daha yolumuz var...

Balon şişirir gibi renk renk hayal kurmuşum ben düşümde... O olursa, bu olursa, bu olsa da böyle yapardik, ama dünyanın sonu degil ya, sonrasında da bir kapı açılır ve derler ki, 

Sabah oldu uyan-

Sabah oldu uyan-

Sabah oldu uyan! 

GUNAYDINNNN... 

Üst kat komşumuzun senenin birinde verdigi yilbasi hediyesinin tınısı hala kulaklarımda... İşte üçüncü tekil sahısların o renkli balonlarıma soktuğu iğnelerin neticesinde patapatlar eşliginde uyandırıldım belki de o gördüğüm düşten, rüyadan... Belki de ben üçüncü tekil şahıstım başkasının rüyasında da onu farkedemedim... Ben hep üçüncü tekil şahıstım = o kesin. Daha ne davullar zurnalar, ne kırmızı kuşaklar, yüzükler, mastikalı düğünler görürüm kimbilir ben... Üstüne de öyle bir oynarım ki çiftetelli bir o yana bir bu yana geliniyle damadıyla... Resimlere kolajla kafası yapıştırılan adamım ben!

Tabii, "we must all face the choice between what is right and what is easy" der Dumbil amcam, sakalına kurban... Kolay olanın hangisi olduğu belli de, kim karar veriyor acaba bir şeyin doğru olup olmadığına?

Biraz ısınmışsındır artik Şuheda...

Karar verdim, Milwaukee'de kedi alacagim, adini da Kedi Lisa koyacagim, ama sade Lisa degil, bildiğin Kedi Lisa, hatırlasın diye kedi oldugunu :) Bazen bazı arkadaşlara da hatırlatasım geliyor ne olduklarını isimlerinin önüne bu tarz bir şey koyarak...

See YIALB