Primitiveness Zırvalıkları

Kierkegaard tanrının insanı hiç umulmadık zamanlarda bulacağını benimsemiş. Kierkegaard okumuşluğumdan değil, bunu wikipediadan buldum. Existentialist crisis'ı nette ararken, yine wikipedia sağolsun, karşıma çıktı. Bakalım benimki ne zaman karşıma çıkacak?

Tam bu noktada aklıma naivety gibi bir kelime geldi. Saflık bizim oralarda hep salaklığa vurulur. İnsanların aklına "iyi niyetli" gelmez ilkin. Bundan da anlaşıldığı üzere, saf olmak toplumca horgörülen bir şeydir diye kayda geçelim buraya. Böyle anlarda naif diye adlandırdıklarımızın aslında zekasında şüpheye gideriz. Olan herhangi bir olayı iyi yönden düşünmek naiflik midir bilinmez ama neticesinde her halukarda naif naifliğine hayatın kendisine öğretene kadar devam eder.

Naiflik cahillik midir? Tecrübesizlik midir?

Kim bilir ne düşünüyordum yukarıda da böyle şeyler zırvalamışım. Bazen aklımın nereden başlayıp nereye doğru gittiğini kestirmem zor oluyor. Misal deneyelim. Aşağıya aklıma gelen kendinden bağımsız şeyleri sıralayalım:

* Bağımsız dedim ama kendi içinde bir bağ olmasın sakin.
* İngilizce ağır şarkının karşılığı sad Song olabilir mi?
* Amazon echoyu sadece ışıkları yakmak için kullanmak alexanın ömrünü uzatabilir mi?
* Landlordların evin elektrik düzenini değiştirmek istememek durumunda kiracıya istediğini yapma hakkı tanınır mı?
* Teknoloji o kadar gelişmişken, ışığı sesle açıp kapama gibi lükslerimiz varken, hala elimin odanın lamba tuşuna gitmesi eski kafalığımı mı gösterir, yoksa alışamama durumları mı?
* Bir erkeğin gardırobunda kaç tane klasik pantolon bulunmalıdır?
* Sensizliği ben seçmedim lafı zamanında komik dururken şimde benim ağzımdan bana neden çok anlamlı geliyor ki?
* İçinizde keşke programlı robot olmak isteyen var mı benim kadar? Bazen karar vermek yorucu oluyor.
* Amy Winehouse'ın sesi ne kadar güzeldi yaw?
* İyi insanlar gerçekten erken mi ayrılır aramızdan?
* İsmail benim de aklımda bazı bazı. Bak o da erken ayrılmadı mı aramızdan. Hem o da iyi bir insandı neticesinde.
* Ev ev diyoruz da, bazen bu ev dediğimiz yerler bana uzun süreli mezar gibi geliyor. Sanki hapsolmuşuz dört duvar arasına, zamanımızın gelmesini bekliyoruz.
* İnsanın kinleri zamanla azalır mı? Azalmıyor da, anlamını yitiren bir marş halini alıyor. Çünkü ben hala içimden, her ne kadar neyi anlamasını istediğimden emin olmasam da, o kişinin, bir gün beni anlasın diyorum. Kin bunun neresinde? Anlarken de benim kadar canı yansın diyorum çünkü. Echair Kindar bir Çukulata oluyorsun çünkü.
* Az önce blog yazmaktan vazgeçip bir vlog başlatayım dedim. Sonra kendimi kaydederken telefonumun şarjı bitti. En iyisi yazmak. Tek dezavantaj, parmaklarıma düşünme hızımı yetiştirememem. Yazım hataları ve otomatik yazan klavye de cabası.
* Televizyonda Absolutely Fabulous "Huntin' Shootin' Fishin'" episode var. 25.19 uncu saniyede donmuş Edina'nın suratı. Şu an Echair de aynı şekilde bakıyor hayatına.
* Ben introvert değilim o kadar. Ama nedense kendimi hep bu gibi introvert durumlarda buluyorum.
* Akabinde en ucuz bulunabilecek Pinot Noir içiyorum. Merak edenler ilk entryden nasıl okuduğunu öğrenebilir.
* New Jersey nasıl bir eyalet sence Echair? Bilmem. Eyalet işte... Daha sıcak desen değil çünkü ayaklarım donuyor. Büyük desen değil. 4. küçük eyalet. Milwaukeeden sonra Asbury Park sanki biraz küçük geldi. Yahu tamam, NYC yakın, hee hee...
* Bu arada her şeyi buraya yazmadığımı farkettim. Süper Ego mudur bunun müsebbibi? Bakınız bu cümlede de bana ait olmayan kelimeler var.
* Başka insanların sizi değiştirmesine ne kadar izin verirsiniz? Ben çok izin veririm. Peki de bunun sebebi ne? Sırf başkalarının ilgisini çekmek için başkalarından kopyalayıp kendimizi onlar gibi mi gösteriyoruz? Yorgan gitti kavga bitti halbuki. İşte bunlar beynimizde istemsizce yapışmış sarkıtlar ve dikitler.
* İsimleri hala aklımda. İsimleri anılmaması gereken şeyler bunlar. Ben yine de anıyorum: birisine derler Siyah, diğerine derler Palyaço.
* Su anki halim bildiğin şu: https://youtu.be/yl99TNl9H-8?t=1851

İşte böyle durumlar. Ben bir kadeh daha doldurmayı mı kendime...

Yorumlar

Popüler Yayınlar