Işık Bahçeleri
İki ayın sonunda bitirebildim kitabı. Açıkçası Semerkandtan daha çok beğendim bu romanını Amin Maalofun, sanırım baştan sona bütün bir hikaye anlattığı için. Semerkandın başı Ömer Hayyamı anlatırken, ikinci kısım onun yazmış olduğu rubailerin bir amerikalı tarafından bulunma çabasını ve iran yakın tarihini anlatıyor.
Işık Bahçelerinden bir Alıntı:
"Gözlerini son kez kapar kapamaz, kendiliğinden tekrar açılacaklar.
Ve ilk anın kuşkuyla dolacak.
İnancın ne olursa olsun,
en katı dindarlarda bile kuşkunun izi vardır;
en koyu inançsızlıkta ise itiraf edilmemiş bir umut yaşar.
Öbür dünyaya karşı, insanlar sadece rollerini oynar,
ortak inançları bedenlerde yorgunlukta yazılıdır.
Sonra sınav gelir.
Ne yargısı?
Gözlerini kapadığında hüküm çoktan verilmiştir zaten!
Hem de kendi ağzından.
Kuşku anı geçtikten sonra herkes kusurlarına alışkanlıklarına kavuşacak.
Ve insanlar arasında, mahkemeye ihtiyaç duyulmadan seçim yapılacak.
Hükmederek yaşayan itaat eden olmadığı için acı çekecek,
görüntüsüyle yaşayan bütün görüntüsünü kaybedecek;
sahip olmak için yaşayanın elinde hiçbir şey kalmayacak,
eli boşluğu kavrayacak.
Sahip oldukları artık başkalarının olacak.
Zincire bağlı bir köpek gibi,
dünyada yaşadığı yerlerde dönüp duracak sonsuza kadar.
Efendisi olduğu yerlerde sıradan bir dilenci olacak.
Işık bahçeleri hiçbir yere bağlanmadan yaşayanların olacak.
Güneş gözlerini yakmayacak...
sen ki başkalarının mutluluğunu seyretmeyi bilirsin...
sevgilin bütün kokuları...
yaşlanmayan o kadın...
tepesi görülmeyen bir piramit...
bütün kitapların orada olacak...
ve kimsenin yazmadıklarını...
kainatın çağlarını öğreneceksin...
öbür dünyadaki mısıra doğru gideceksin..."
Ve ilk anın kuşkuyla dolacak.
İnancın ne olursa olsun,
en katı dindarlarda bile kuşkunun izi vardır;
en koyu inançsızlıkta ise itiraf edilmemiş bir umut yaşar.
Öbür dünyaya karşı, insanlar sadece rollerini oynar,
ortak inançları bedenlerde yorgunlukta yazılıdır.
Sonra sınav gelir.
Ne yargısı?
Gözlerini kapadığında hüküm çoktan verilmiştir zaten!
Hem de kendi ağzından.
Kuşku anı geçtikten sonra herkes kusurlarına alışkanlıklarına kavuşacak.
Ve insanlar arasında, mahkemeye ihtiyaç duyulmadan seçim yapılacak.
Hükmederek yaşayan itaat eden olmadığı için acı çekecek,
görüntüsüyle yaşayan bütün görüntüsünü kaybedecek;
sahip olmak için yaşayanın elinde hiçbir şey kalmayacak,
eli boşluğu kavrayacak.
Sahip oldukları artık başkalarının olacak.
Zincire bağlı bir köpek gibi,
dünyada yaşadığı yerlerde dönüp duracak sonsuza kadar.
Efendisi olduğu yerlerde sıradan bir dilenci olacak.
Işık bahçeleri hiçbir yere bağlanmadan yaşayanların olacak.
Güneş gözlerini yakmayacak...
sen ki başkalarının mutluluğunu seyretmeyi bilirsin...
sevgilin bütün kokuları...
yaşlanmayan o kadın...
tepesi görülmeyen bir piramit...
bütün kitapların orada olacak...
ve kimsenin yazmadıklarını...
kainatın çağlarını öğreneceksin...
öbür dünyadaki mısıra doğru gideceksin..."
Yorumlar
Yorum Gönder