Bağ Bozumu
Nasıl da ara verdim uzun uzun? Kelime tekrarlarından birisi keşke beni azad etse de kurtulsam şu uzun uzunlardan kısa kısalardan...
Yoksa uzun uzuna mı bir ilgim var, bilinçaltına attığım uzun bir parlement mavisi karışmış nefesine... Sen ne diyon, olm ne saçmalıyorsun yine öğlen öğlen. Vallaha bir şey saçmalamıyorum amca... elime kalem verdiler, yaz dediler ben de yazdım işte... Yazmaktan başka bir suçum yok amca...
Sigara sağlığa zararlıdır, günde üç keresi de zararlıdır beş keresi de... Ben sigara içiyor olsaydım, kesin saklardım bunu biri ile ilk tanıştığımda... Ya sigara içmeyenleri sigara içenlerden ayırmaya kalkışırsa bu arsen lupen, o sarı saçlı matmazel... Adam seçiyorlar, adam ayıklıyorlar bildiğin... Sanane kardeşim, sana mı soracağım kimi ayıklayıp ayıklamayacağımı, yalnızlık benim yalnızlığım değil mi? İstersem dibine vururum adam seçe seçe, istersem de tolere ede ede kalabalıklara sığdırdığım yalnızlıklar doğururum - kelime yetmezliğinden öldü yazarımız... beyni durdu ya da... il ya da o dise... kim ne dise... Olmuyor olmuyor, hadi yeni baştan...
***
Sustu. Konuşmak gereksizdi... Bundan sonra kimseye ondan söz etmeyecekti... Biliyordu. Anlamazlardı...
B, 3 durak ötedeki minibüs durağında indi... Hala 6 ay önce tanıştığı, tanışmakla kalmayıp da hayatına sokmak gibi bir hatayı yaptığı o yüzeysel beyinsizin sözlerini düşündü: "ne o yoksa kız mısın?". Artık B için kızlıktan kat be kat değerli bulduğu şey de kızlıkla birdi... İçinde yaşatmaktan utanmadığı o çocuğu büyütmüştü... Ya da çocuğu döve döve öldürmüşlerdi bir gece... Hala suratı aklında ama... Bir çocuk vardı içerlerde bir yerde... Ama saf, ama inançlı, ama umutlu... Vardı bir çocuk sanki, bir şeyler bulmaya saptamış kendini... Kupkuru bir rüzgar esti, sanki duvar kenarlarındaki bütün gereksiz kurumuş ot parçaları top toparlak olup döne döne gittiler yanından. Baba evine varana kadar kafasını hiç kaldırmadı yerden... Aynı paralel eksende bakarken gözleri, asfalttı sadece geçip giden gözlerinin önünden...
5 ay sonra adamın biriyle tanıştı... ne kaderdi bu ne şans ne allahın hikmeti... tanıştı işte... önünden gelip geçen binlercesinden rastgele biri işte... hani elini içinde 75 kırmızı 5 mavi bilyenin bulunduğu bir çantaya daldırıp pek tabi bir kırmızı bilye çeker gibi... Çektiği bilyenin diğer 74 bilyeden pek de bir farkı yok. Kendinden 7 yaş büyük, memur, sabah gider akşam geri döner evine... geceleri çizgili pijaması, elinde tv kumandası hafta sonları bir o kanalı bir bu kanalı izler... Öyle biri işte... İyi adamdı allahtan. Kesin severdi zamanla...
İşte onunla evlendi B. Hiç düşünmedi kızlığının ötesinde ona verebileceklerini... Hiçbir şeyin önemi yoktu sonuçta... O ya da bir başkası, öncesi ya da sonrası...
B: "Ellerim üşüyor ama zaruri değil bir eldiven. Donup da düşmez, kalır her zamanki yerinde..."
Yorumlar
Yorum Gönder